Bilgisayar Oyunu Bağımlılığı

Geçenlerde, eğitimci geçmişi bulunan şimdiyse bir iş insanı olmuş dostumla telefonda konuşuyorduk. Laf lafı açtı ve bana oğlunun bilgisayara çok yatkın olduğunu, kendi bilgisayarını bile kendi topladığını, bununla kalmayıp bu üstün yetenekli çocuğa evde video sistemi kurup bir Youtube kanalı açma projesi olduğundan bahsetti. Tabii sevgili dostum bana bunları müthiş bir mutluluk ve gururla anlatırken ben içimden işin vahametini ve dehşetini yaşıyordum. Bu arkadaşım geçmişte eğitimci olmasına rağmen, bilgisayar oyunlarının gençlere ne kadar zarar verdiğinin farkında olmayan binlerce ebeveynden yalnızca bir tanesiydi. 

Gençler, bilgisayar oyunları hakkında ailelerini ikna etmekte çok usta. Ailelerini, bazen onlara internetten milyonlarca dolar kazanan “gamer”ların süslü hayatlarını göstererek; bazen ise Hz. Google’a (!) “bilgisayar oyunlarının faydaları” yazınca çıkan binlerce makaleden birini okutarak ikna ediyorlar. Halbuki konunun üzerine biraz düşündüğümüzde fark ediyoruz ki, milyar dolarlık bütçeleri olan oyun firmaları bu makaleleri yazdırmak için binlerce dolar harcıyor ve hatta üniversitelerden hocalar satın alıp onlara, bilgisayar oyunlarının faydaları hakkında bilimsel makale yazdırıyor. Maalesef gençler ve ebeveynler bu olanlardan bihaberler.

Özellikle pandemi süreci ile bilgisayar oyunları, gençlerin hayatında daha büyük yer edindi. Malum oyun bağımlılığı, birçok genç için sosyalleşmenin sözde tek yolu olarak görülüyor. Bu yapay ve renkli dünyada bazı gençler günde 10 ila 12 saatini geçiriyor, bir günün yarısı denebilecek vakit boyunca oyun oynuyor ve hayatlarının en önemli ve en verimli yıllarını, maalesef, bu platformlarda hiç ediyorlar.

Konuştuğum aileler genelde, çocuklarının kalplerini kırmamak için buna izin verdiklerini, “ Hocam ne yapsınlar, pandemide sadece bu şekilde zaman geçiriyorlar. Bir şey söylediğimizde de bize kızıyorlar.” demekle yetiniyor. Bunları duydukça gerçekten çok üzülüyorum. Ailelerin, çocukları üzerinde ne kadar az etkisinin olduğunu gördükçe de ‘‘Ne olacak bu halimiz?’’ diye içimden geçiyor. Halbuki ergen de olsalar, bu çocuklar hala çocuk ve sınırları çizmek bizim elimizde. Bugün onlar kırılmasın diye günde 5-10 saat oyun oynamalarına izin verirsek yarın bir gün, ‘‘Oğlum okulunu bitiremedin, iş bulamadın, akşama kadar evde oturuyorsun, yeter artık.’’ demeye hakkımız olmayacak. 

Evdeki bu kontrolü çocukların kendi başına sağlaması neredeyse imkansız. Her veli, çocuklarının günlük bilgisayar kullanımını kontrol etmeli; gerekirse bilgisayarlarına, telefonlarına ve tabletlerine günlük cihaz kullanımı ile alakalı raporlama programları kurmalıdır. Bu sayede, çocuklarının kaç saatini hangi uygulamada geçirdiğini yakından takip edebilir. Bugün zulüm gibi görünen bu takip ve kontrol süreci, yarın gençleri daha büyük dertlerden kurtarabilir. Unutulmamalıdır ki, bilgisayar oyunu bağımlılığının madde bağımlılığından hiçbir farkı yoktur. İkisi de gençlerin geleceğini mahvediyor ve maalesef gençlerin amaçsız ve etrafına faydası olmayan bireyler olarak yetişmesine neden oluyor.

Aşağıdaki linklerden bu takip programlarını inceleyebilirsiniz. Yarın dizimizi dövmemek için lütfen bugünden itibaren sorumluluk sahibi ebeveynler olalım.

Bir sonraki yazıda buluşmak üzere, sağlıcakla kalın…

Günlük cihaz kullanımı raporlama programları
https://famisafe.wondershare.com/parental-control/computer-monitoring-software-for-parents.html

Oyun bağımlılığını anlatan güzel bir belgesel.

Robert Turk
Technoprep CEO

robert@siliconelabs.com
https://www.linkedin.com/in/robertdturk/

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked *