Özellikle Doğu kültürünün en güzel özelliklerinden bir tanesi selamlaşmaktır. Selam vermek, selam almak; samimiyet kurabilmek için önden minik muhabbetler açmak; çay ikram etmek, insanların gönlünü hoş tutmak, bizi Batı kültüründe yetişmiş diğer insanlardan ayıran sanırım en önemli özelliklerdendir.
Bu güzel kültürün bizim çocuklarımızdan yavaş yavaş uzaklaştığını endişe ile gözlemliyorum. Göz temasından maksimum derecede kaçınmak; eve gelen bir misafire selam vermemek için odadan çıkmamak; “Nasılsın?” diye sorulduğunda “Siz nasılsınız?” diye karşıya sormamak, hemen hemen tüm çocukların ortak sorunlarından. Özellikle pandemi sürecinden sonra iyice robotlaşan ve insan ilişkileri minimuma inen bu gençlerin, tekrardan hayata bağlanması onların gelecekleri ve psikolojileri açısından çok büyük önem arz ediyor.
Yapılan araştırmalara göre “Günaydın, tünaydın, iyi akşamlar, nasılsın, çok iyiyim” demek; bunun yanına bir de güler yüz eklemek ve en önemlisi güne böyle başlamak, bir insanın gününü fazlasıyla pozitif yönde etkiliyor. Yine yapılan başka bir araştırmaya göre, selam veren ve insanlarla konuşmaya, iletişime geçmeye korkmayan insanlar, uzun vadede daha zengin oluyor ve refah içinde bir hayat sürüyor. Maalesef ufak gördüğümüz selamlaşma alışkanlığı, “Ergendir, çok üstüne gitmeyeyim. Büyüyünce düzelir.” dediğiniz meseleler, ileride değişmiyor ve yine uzun vadede insanların daha çok içine kapanmasına ve mutsuz bir hayat sürmesine neden oluyor.
Yine, çok sık gördüğüm ve velilerin de çok fazla umrunda olmadığına şahit olduğum ikinci bir mesele ise verilen randevunun zamanına riayet etmeme meselesi. Mesela, bir öğrenci ile saat 1:00pmde randevulaşmışken öğrencinin o randevuya gelmemesi ne o öğrenciyi ne de bu konu hakkında geri bildirim verilen veliyi rahatsız ediyor. Rahatsız etmediği gibi, veli, öğrencinin böyle biri olduğunu kabul ediyor ve okulun, öğrenciyi değiştirmesi gerektiği gibi bir yanılsamaya kapılıyor. Sanırım bu kötü bir haber olacak ama bu tamamen ailenin sorumluluğunda olan ve ailenin çocuğa öğretmesi gereken hayati bir bilgi. Çünkü günümüz dünyasında en önemli kişisel özelliklerden biri, İngilizce tabiriyle “reliable” yani sözüne güvenilir, emin kişi olmaktır. Bu en temel özellik bir öğrencide yok ise, binanın temeli çok ama çok zayıftır diyebiliriz. Fakat güzel haber şu ki, emin olma özelliği belli bir yaşta gökten zembille inecek veya doğarken Allah’ın bize bahşedeceği türden bir özellik değil. Aksine bu, zamanla geliştirilen bir kas gibidir ve pratik edildikçe gelişen bir özelliktir. Yani, hiçbir şey için geç değil.
Atatürk’ün dediği gibi bugünün küçüğü, yarının büyüğü olacaktır ve küçüklükte biz ne ekersek, yarın da sadece o ürünü alacağız. Bu ürün bizi rahatsız etmiyor derseniz ne ala ama hayranlıkla bakacağınız ve insanlığa güzel şeyler katacak ümidi beslediğiniz bir nesil yetiştirmek istiyorsanız, gerçekten küçük, detay gibi görünen basit insan ilişkileri çok ama çok önemlidir.
Bir sonraki yazıda görüşmek üzere,
Sağlıcakla kalın.
Robert Türk
CEO
Technoprep Consulting
robert@technoprep.com
https://www.instagram.com/robertturkofficial/